Gıda takviyesi üreticileri protein tozlarının içeriğini ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan testlerde nasıl hile yapıyor ve bu hileye karşı nasıl korunabilirsiniz?
Her zaman incelemelerimizde saf içeriğe sahip ürünleri ön plana çıkarmamız ve bunlara daha yüksek oy vermemizin bir sebebi var, ve bu yazımızda da bu konuyu ele almak istiyoruz.
Supplement üreticileri oldukça rekabetçi bir piyasada bulunmalarından dolayı daha fazla satış gerçekleştirebilmek ve daha geniş tüketici kitlelerine hitap edebilmek için her türlü tanıtım ve pazarlama çalışmalarına imza atmaktadırlar, diğer tüm sektörlerde faaliyet gösteren çoğu firma gibi.
Problem ve daha doğrusu incelenmesi gereken soru ise şudur; Üreticiler bazen kullanıcılarını kandıracak ve hatta belki de onlara düpedüz yalan söyleyecek kadar alçalmaktalar mı?
Maalesef öyle gözüküyor ki, bu sorunun cevabı “evet” olmaktadır.
Nitrogen spiking olarak da bilinen kandırmaca nedir?
Bugün ele almak istediğimiz konu ise yurt dışında “nitrogen spiking” veya “protein spiking” de olarak bilinmekte olan bir çeşit hiledir.
Çok özet geçmek gerekirse, nitrogen spiking bir supplement üreticisi firmanın, ürünün içeriğindeki protein miktarını olduğundan daha fazla gösterebilmek için, laboratuvar test sonuçlarını manipüle etmeye yarayacak çeşitli maddeleri ürününe eklemesidir.
Burada problem, ürünün gerçekte iddia ettiği protein miktarlarına kağıt üstünde ve laboratuvar sonuçlarında ulaşıyor olsa bile, gerçekte aslında bu proteinlerin bir kısmının (hatta zaman zaman büyük kısmının) işe yaramaz ve kas yapımında çok da iş görmeyen proteinler olmasıdır. Ayrıca firmanın tüketicilerine düpedüz yalan söylüyor olması da başka bir ahlaki probleme işaret etmektedir.
Firmaların bu hileyi yaparken ürünlerine kattıkları maddeler genelde laboratuvar test sonuçlarını doğrudan etkileyen taurine, glycine, creatine ve glutamin gibi maddeler olmaktadır.
Aslında bu maddelerin bir kısmı kendi başlarına çeşitli yararlar içeriyor olsalar da, protein tozu alıp protein tüketmek isteyen kullanıcıyı yanlış yönlendirip hem maddi hem de fayda olarak zarara sokmalarıdır.
Nitrojen hilesi nasıl yapılıyor ve neden büyük firmalar bile bu hileye başvurabiliyor?
Aslında tüm problem, protein tozu ve diğer sporcu ek besinlerini de kapsayan, tüm gıda, gıda türevi ve ilaçları denetleyen kurum olan FDA’in protein denen maddeleri nasıl tanımladığıyla alakalı diyebiliriz.
Çok fazla teknik detaya girmeden açıklamak gerekirse, hemen hemen tüm protein test sonuçlarında, nitrojen sonuçları hesaplanarak bir formülasyona göre protein içeriği hesaplanıyor ve firmalar da bu nitrojen miktarını fazla gösterecek maddeleri ürünlerine ekleyerek aslında gerçekte olduğundan daha fazla diyet ve kas yapmaya yarayan protein ürünlerinde mevcutmuş gibi göstermeyi başarabiliyorlar ve üstüne üstlük bunu bir de “bilimsel olarak ve laboratuvar koşullarında test edilmiş, işte belgesi” diye müşterilerine sunabiliyorlar.
Peki bu hileye düşmemek için neler yapılabilir?
Öncelikle şunu belirtmek lazım ki, güvenilir firmaların bile bu tür hilelere başvuruyor olabileceğinden şüphelenen bu sektörün ciddi uzmanları var, hatta çeşitli uzmanların şüpheleri sadece şüphe aşamasından ileri gidiyor fakat resmi bir şekilde delillendiremedikleri için şimdilik “şüphe” diye adlandırmak zorunda kalıyorlar.
Özetle, güvenilir olarak bilinen firmalar bile bunu yapıyorsa, 2. Ve 3. Sınıf firmaların nasıl ürünleri müşterilerine sundukları tartışılır durumda. Bu sebepten kullanılacak ürünleri satın almadan önce iyice incelemekte fayda var.
Ayrıca en önemli faktörlerden biri ise, protein tozu alırken saf içerikli olmasına dikkat etmek ve ürünün ambalajında içerik listesinin doğru ve açık şekilde verilmiş olmasına dikkat etmek.
Son olarak da amino asit profili beklenenin dışında olan veya BCAA oranı dengesiz gözüken, ambalajda belirtilmeyen ve içinde yüksek miktarda taurin, glisin ve / veya kreatin içeren ürünlere şüpheyle yaklaşmak en doğrusu diyebiliriz.