Damarlı bir vücuda sahip olmak, genellikle vücut geliştime (bodybuilding) sporcuları tarafından istenilen bir şeydir. Fakat sadece profesyonel vücut geliştirme sporcuları değil, pek çok insan daha damarlı kollara ve vücuda sahip olmayı estetik bulabilmekte, bu şekle erişebilmek için çeşitli yollar arayabilmektedirler.
Peki damarlı gözükmenin veya damarları belirgin hale getirmenin yolları nelerdir? Bu durumun vücuda faydaları veya zararları var mıdır? Sizlerden sıkça gelen bu gibi soruları bu yazımızda detaylı olarak cevaplayacağız. Ama öncelikli olarak, bir kişinin vücudunu ya da kaslarını damarlı gösteren faktörler nelerdir, onları ele alalım.
Bir insanın damarlı gözükmesine etkisi olan faktörler 3 ana başlık altında toplanabilir
- Genetik özellikler
- Damar genişliği / damar kalınlığı
- Vücut yağ oranı (özellikle de deri altındaki bulunan yağ miktarı)
Görülebileceği üzere, yukarıdaki faktörlerin ilkinde, yani genetik özelliklere bir kişinin sonradan müdahale etmesinin pek de yolu yoktur. Bazı insanların vücudu daha damarlı gözükmekte bazılarının ise ne yaparlarsa yapsınları damarlarını daha belirgin hale getirmeleri oldukça zor olmaktadır. Aslına bakarsak bu temel ve doğuştan gelen özellik doğrudan damar genişliği ve vücudun doğal yağlılık oranı ile alakalıdır. Özetle, bazı insanlar doğuştan gelen özellikleri sebebiyle daha damarlı gözükmeye müsattirler.
Diğer özellik ise damarların genişliğiyle alakalıdır. Bu durum, yine yukarıda bahsettiğimiz üzere genetik özelliklerle alakalı olduğu kadar, aslında kişinin yaşam tarzıyla da doğrudan etkilenebilecek bir özelliktir. Daha aktif yaşayan, spor yapan, fiziksel aktivitede bulunan ve sigara, alkol vb. gibi damarları daraltıcı (vasoconstrictor) harici maddeleri kullanmayan insanların damarları daha kalın ve belirgin olmaktadır.
Yine bir başka ve belki de damarların belirgin gözükmesinde en önemli faktör ise, vücudun deri altı katmanlarda bulunan yağ oranıdır. Burada bazı okurlarımız “iyi de insan vücudundaki bütün yağ miktarı zaten derinin altında bulunmamakta mıdır?” şeklinde gayet mantıklı bir soru sorabilirler.
Doğru, ama burada kastettiğimiz ve yabancı tabiri “subcutaneous fat” olan yağ tabakası, vücutta en yayın dağılım göstermekte olan ve derinin doğrudan altında bulunan yağ tabakasıdır. Bazı insanlarda bu katman daha kalın, bazılarında ise daha ince olmaktadır. Dikkat ederseniz bazı insanların kasları ve damarları genel olarak diğerlerine göre daha belirgin olarak gözükmektedir. Bu yine yukarıda bahsettiğimiz üzere genetik bir faktördür. Yine de deri altındaki yağ miktarı kişinin fiziksel aktivitesi ve sağlıklı yaşaması ile vücuttaki toplam yağ miktarını azalmasıyla birlikte düşürülebilir. Bu da daha belirgin kaslara ve daha belirgin damar yapısına ön ayak olacaktır.
Bütün bunların yanı sıra, damarları ve kasları daha belirgin gösteren veya bunların ortaya çıkmasında yardımcı olan bazı gıda takviyeleri bulunmaktadır. Her ne kadar bunların (ilaç kapsamına girmeyen) türleri tek başlarına çok büyük fark yaratmıyor olsalar da, kişiye nihai estetik hedeflerine ulaşmaları konusunda yardımcı olabilmektedirler.
Kişiyi daha damarlı ve daha kaslı göstermekte özellikle yağ oranı ve damar genişliğinin büyük rol oynadığı düşünülürse, yağ yakıcılar başta olmak üzere damar açıcı özelliğe sahip bazı antrenman öncesi / nitrik oksit supplementler bu hedefe ulaşmakta faydalı olabilirler.
Yine de şunu belirtmek lazım ki, kişinin yağ oranını ve damar kalınlığını belirleyen (genetik faktörlerden sonra) en önemli etken, fiziksel olarak ne kadar fit olduğu ve nasıl ne miktarda spor yaptığıdır. Hiçbir gıda takviyesi size durduk yere minimum yağ ve kalın damarlar sağlamayacaktır. Ama bu nihai görüntüye ulaşmanızda faydaları olabileceği de bir gerçektir.