makale

Sadece biz Türklere özgü değil, tüm dünyada özellikle hiç spor yapmayan veya vücut geliştirme gibi sporlara yeni başlayan kişilerde görülen bir sendrom vardır. “Şişmek istemiyorum” sendromu. Özetle durum, kişilerin “bulk” yani kalın bir görüntüye sahip olmak istememesinden kaynaklı olarak, dilimize definasyonlu olarak yanlış yerleşmiş, doğrusu definisyon ya da define görüntüye sahip bir vücut arzulamasından kaynaklanmaktadır.

Şişmeden kas yapmak çoğu kişinin hayali. Özellikle vücut geliştirme sporuyla yeni yeni ilgilenenler bu konuda gereğinden fazla telaş yapıyorlar.

Gel gelelim ki, gerek definisyonlu gerekse “şişik” bir vücuda sahip olmak o kadar da kolay bir şey değildir. Yani özetle, istemeden “şişmeniz” pek de mümkün değil. Hatta işi şunu diyecek kadar abartabiliriz: Dünya üzerinde spor yaparken istemeden ya da yanlışlıkla şişkin bir vücuda sahip olmuş tek bir insan bile yoktur, genetik veya başka bir fiziksel rahatsızlıktan ötürü böyle bir durum ortaya çıkmadığı takdirde.

Yani anlayacağınız şişmeden kas yapmak vücut geliştirme sporuyla uğraşırken aslında şişerek kas yapmak kadar zor…

Bunun sebepleri aslında çok basit, çünkü şişmek için vücut geliştirme yapabilmek için, en iyi ihtimalle aşağıdaki şartları yerine getiriyor olmalısınız.

• Genetiğiniz ve sağlık durumunuz, keza vücut yaşınız kas geliştirmeye uygun olmalı.
• Kadınsanız zaten isteseniz bile bu şekilde bulk bir vücuda sahip olma şansınız çok ama çok az. Yani, erkek olmak durumundasınız.
• Düzenli beslenmenin yanı sıra, sürekli olarak ihtiyacınız olandan fazla kalori tüketmek durumundasınız. Bu kulağa geldiği kadar kolay bir şey değil, yanlış yapıldığı takdirdeyse çirkin bir göbekli görüntüyle sonuçlanacaktır.
• Sürekli olarak ağır vücut geliştirme idmanları yapmalısınız. Burada “ağır”dan kasıt kullandığınız ağırlıkların yüksek olması gerekliliği değil, vücudunuzu ve kaslarınızı zorlama oranınızla alakalıdır. Eğer yaptığınız programın takibini iyi yapmıyor ve zorluk seviyesini doğru şekilde artırmıyor yani salona gidip kafanıza göre idman yapıyorsanız şişmeniz değil vücudunuzu şekle sokmanız bile bir noktadan sonra çok zor.

Özetle yukarıdaki durumları yerine getirmediğiniz takdirde zaten isteseniz de şişmeniz mümkün değil.

Şişkin bir vücut anlayışı bu

... veya bu olabilir. Aslında her iki vücut da birbirinden çok farklı ama her iki vücut da "şişkin" olarak algılanabiliyor...

Peki hala “şişmeden kas yapmak istiyorum” diyorsanız ne yapmalısınız?

Yabancıların lean muscle dediği, yağsız kas kazanımı için aslında çok da fazla yapabileceğiniz bir şey yok hatta pek çok uzmana göre, birazcık da olsa yağlanarak kas geliştirmek, aksini yapmaya çalışmaktan çok daha kolay. Zaten vücut geliştirmeyle uğraşan pek çok kişinin çeşitli zaman dilimlerinde “Bulk ve Definisyon” dönemlerine girmeleri tam olarak bundan.

Şişmeden kas yapma yolları:

Zor da olsa denemek istiyorsanız, bir gram bile yağlanmadan kas yapmak için kabaca şu şartları yerine getirebilmek zorundasınız.

• Diyetiniz, yani beslenme programınız size tamamen uygun ve sürekli denetim altında olmalı, buna ek olarak vücut yağ oranınız ve kas oranınız sürekli doğru şekilde ölçülmeli ve diyetiniz buna göre tekrar düzenlenmeli. Bunu yapmak oldukça profesyonellik isteyen bir iş o yüzden bir kere bu aşamayı atlatmanız çok önemli.
• Antrenman programınız da mükemmel olmalı, buna ek olarak vücudunuza gerçek anlamda mükemmel bakmak zorundasınız. Yani gece erken yatıp sabah erken kalkmalı ve hiçbir şekilde alkol veya abur cubur niteliğinde gıdalar tüketmemelisiniz.
• Maalesef ki genç olmalısınız, 20’li yaşlarınızın başında olmak bu durum için ideal. Ayrıca genetiğiniz de kas üretmeye uygun olmalı.

Pek çok kadına göre (anket sonucu) ideal erkek vücudu böyle gözüküyor…

Elbette şartlar bunlarla sınırlı değil ama ideal vücuda ideal şekilde ve hiç yağlanmadan sahip olmak istiyorsanız yukarıdaki maddeler size bu işin ne kadar zor olduğunu anlatmak için yeterli olsa gerek.

Yine de umutsuzluğa kapılmanın anlamı yok. Yukarıda yazdığımız her şey yağlanmadan kaslanmak içindi ve kas yapmanın ya da daha formda gözükmenin tek yolu bunlar değil.

Ayrıca şunu da unutmamak lazım ki, herkes definisyonlu bir vücudu ideal vücut olarak görmemektir ve en önemlisi kişinin kendi bedeni ile barışık olmasıdır. Unutmayın ki sağlığınız her şeyden önde gelmektedir ve sağlıklı olmanın tek yolu ideal kaslı bir erkek vücuduna sahip olmak değildir.

Damarlı bir vücuda sahip olmak, genellikle vücut geliştime (bodybuilding) sporcuları tarafından istenilen bir şeydir. Fakat sadece profesyonel vücut geliştirme sporcuları değil, pek çok insan daha damarlı kollara ve vücuda sahip olmayı estetik bulabilmekte, bu şekle erişebilmek için çeşitli yollar arayabilmektedirler.

Peki damarlı gözükmenin veya damarları belirgin hale getirmenin yolları nelerdir? Bu durumun vücuda faydaları veya zararları var mıdır? Sizlerden sıkça gelen bu gibi soruları bu yazımızda detaylı olarak cevaplayacağız. Ama öncelikli olarak, bir kişinin vücudunu ya da kaslarını damarlı gösteren faktörler nelerdir, onları ele alalım.

Bir insanın damarlı gözükmesine etkisi olan faktörler 3 ana başlık altında toplanabilir

• Genetik özellikler
• Damar genişliği / damar kalınlığı
• Vücut yağ oranı (özellikle de deri altındaki bulunan yağ miktarı)

Görülebileceği üzere, yukarıdaki faktörlerin ilkinde, yani genetik özelliklere bir kişinin sonradan müdahale etmesinin pek de yolu yoktur. Bazı insanların vücudu daha damarlı gözükmekte bazılarının ise ne yaparlarsa yapsınları damarlarını daha belirgin hale getirmeleri oldukça zor olmaktadır. Aslına bakarsak bu temel ve doğuştan gelen özellik doğrudan damar genişliği ve vücudun doğal yağlılık oranı ile alakalıdır. Özetle, bazı insanlar doğuştan gelen özellikleri sebebiyle daha damarlı gözükmeye müsattirler.

Diğer özellik ise damarların genişliğiyle alakalıdır. Bu durum, yine yukarıda bahsettiğimiz üzere genetik özelliklerle alakalı olduğu kadar, aslında kişinin yaşam tarzıyla da doğrudan etkilenebilecek bir özelliktir. Daha aktif yaşayan, spor yapan, fiziksel aktivitede bulunan ve sigara, alkol vb. gibi damarları daraltıcı (vasoconstrictor) harici maddeleri kullanmayan insanların damarları daha kalın ve belirgin olmaktadır.

Yine bir başka ve belki de damarların belirgin gözükmesinde en önemli faktör ise, vücudun deri altı katmanlarda bulunan yağ oranıdır. Burada bazı okurlarımız “iyi de insan vücudundaki bütün yağ miktarı zaten derinin altında bulunmamakta mıdır?” şeklinde gayet mantıklı bir soru sorabilirler.

Bu kadar vasküler (damarlı) bir görüntü herkes tarafından estetik bulunmayabilir.

Doğru, ama burada kastettiğimiz ve yabancı tabiri “subcutaneous fat” olan yağ tabakası, vücutta en yayın dağılım göstermekte olan ve derinin doğrudan altında bulunan yağ tabakasıdır. Bazı insanlarda bu katman daha kalın, bazılarında ise daha ince olmaktadır. Dikkat ederseniz bazı insanların kasları ve damarları genel olarak diğerlerine göre daha belirgin olarak gözükmektedir. Bu yine yukarıda bahsettiğimiz üzere genetik bir faktördür. Yine de deri altındaki yağ miktarı kişinin fiziksel aktivitesi ve sağlıklı yaşaması ile vücuttaki toplam yağ miktarını azalmasıyla birlikte düşürülebilir. Bu da daha belirgin kaslara ve daha belirgin damar yapısına ön ayak olacaktır.

Bütün bunların yanı sıra, damarları ve kasları daha belirgin gösteren veya bunların ortaya çıkmasında yardımcı olan bazı gıda takviyeleri bulunmaktadır. Her ne kadar bunların (ilaç kapsamına girmeyen) türleri tek başlarına çok büyük fark yaratmıyor olsalar da, kişiye nihai estetik hedeflerine ulaşmaları konusunda yardımcı olabilmektedirler.

Kişiyi daha damarlı ve daha kaslı göstermekte özellikle yağ oranı ve damar genişliğinin büyük rol oynadığı düşünülürse, yağ yakıcılar başta olmak üzere damar açıcı özelliğe sahip bazı antrenman öncesi / nitrik oksit supplementler bu hedefe ulaşmakta faydalı olabilirler.

Yine de şunu belirtmek lazım ki, kişinin yağ oranını ve damar kalınlığını belirleyen (genetik faktörlerden sonra) en önemli etken, fiziksel olarak ne kadar fit olduğu ve nasıl ne miktarda spor yaptığıdır. Hiçbir gıda takviyesi size durduk yere minimum yağ ve kalın damarlar sağlamayacaktır. Ama bu nihai görüntüye ulaşmanızda faydaları olabileceği de bir gerçektir.